Neşeli bir şeyler
yazabilirsem anca şimdi yazarım.
Saat olmuş 05:19,
yatağıma uzanıp sırtımdaki ağrıdan tat alıyorum. Neden bilmiyorum, neşe
çalıyorum. Panda çiftleşmesi gibi neşelenmem ya da eski bir film gibi, senede
bir gün... Ümitlenmeyin baştan belirtiyorum; sınır ihlali yapıyorum şu an,
bilmediğim bir diyarda rehberlik ediyorum.
Paragraf arası verdim
hala da neşeliyim lan, inanmıyorum!
Neşelen moruk, her saniye ölüyorsun. Kıs kıs... -gülüyorum- gene yaptım!
Farkındayım; neşe üstümde yaban duruyor, ergen sivilcesi gibi.
Patlatırsam izi kalır mı, yoksa rüya öncesi aperatif bir rüyada mıyım? Belki,
belki de çok bitap düştüm. Sağa sola kelimeler savuruyorum; o değil de sanki
okunuyorum. Okuyanlar bir el kaldırsın, kimler burada bizimle, bir görelim.
- Otur sıfır!
Gecelik, günlük,
yazılık, mevsimlik, ahirlik zamandan bağımsızım. Bütün zincirlerim bu yüzden;
neşe kotam da bu kadar. Esen kalın, arkadaşlarınıza da güvenmeyin.
Hadi öperler,
güzelleri tabi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder