14 Nisan 2013 Pazar

Neşe Saçar


    Neşeli bir şeyler yazabilirsem anca şimdi yazarım.
    Saat olmuş 05:19, yatağıma uzanıp sırtımdaki ağrıdan tat alıyorum. Neden bilmiyorum, neşe çalıyorum. Panda çiftleşmesi gibi neşelenmem ya da eski bir film gibi, senede bir gün... Ümitlenmeyin baştan belirtiyorum; sınır ihlali yapıyorum şu an, bilmediğim bir diyarda rehberlik ediyorum.
    Paragraf arası verdim hala da neşeliyim lan,  inanmıyorum! Neşelen moruk, her saniye ölüyorsun. Kıs kıs... -gülüyorum-  gene yaptım!  Farkındayım; neşe üstümde yaban duruyor, ergen sivilcesi gibi. Patlatırsam izi kalır mı, yoksa rüya öncesi aperatif bir rüyada mıyım? Belki, belki de çok bitap düştüm. Sağa sola kelimeler savuruyorum; o değil de sanki okunuyorum. Okuyanlar bir el kaldırsın, kimler burada bizimle, bir görelim.
-     Otur sıfır!
    Gecelik, günlük, yazılık, mevsimlik, ahirlik zamandan bağımsızım. Bütün zincirlerim bu yüzden; neşe kotam da bu kadar. Esen kalın, arkadaşlarınıza da güvenmeyin.
    Hadi öperler, güzelleri tabi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder