16 Ekim 2011 Pazar

Ateş Böceğinin Bir Gecesi

  Karanlığın içinde bir ateş böceği, karanlığa savrulmuş bir bıçak gibi. Etrafı bile karanlık bir kendi aydınlık. Bir böcek anca kendini aydınlatıyor. Olsun gene de fark yaratıyor. Gecenin karanlığına tek başına kafa tutuyor.
  Neden yanıyor minik, asi ateş böceği? İçine çok mu atmış dertleri, sıra sıra problemleri? Belki de âşıktır ateş böceği. Taze bir ateşle kavrulmuştur. Büyük bir ateş sarmıştır onu, ateş gene kendi ateşi. Belki karanlıkta diğer renklerin suskunluğuna isyan ediyor.’ Gösterin kendinizi, gösterin güzelliğinizi! Çıkın o lanet evinizden, kabuğunuzdan, karanlığınızdan’ diye bağırıyor. Bizim duyamayacağımız bir desibele ulaşan sesi belki ışık olacak kadar güçlüdür. Belki de güneş kayboldu diye üzülüyordur. Yitip gitmesinden korkuyordur. Güneş yeniden doğunca da söndürüyordur kendini. Işığıyla güneşin gözünü alıp kıskandırmak istemiyordur. Güneşin gitmemesi için yeniden elinden geleni fazlasıyla yapıyordur.
  Ya da öyle bir şeydir ki ateş böceği, gösteriş meraklısı bir çılgındır. Kimse yokken sahneye fırlar, kendini ateşe verir. İlgi çekmeye çalışır.  Gün doğarken ise aradığı ilgiyi bulamamanın verdiği üzüntüyle sönüp gider. Bir gecelik inzivaya çekilir. Merak etmeyin ertesi gece gene orada olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder