Asıl olan asıl olmayanmış. Çevremi saranlar hep arkadan dolaşanlarmış. Herkesin söylediği bir tutam yalanmış. Kimisi tam tutturamamış yalanın ayarını, gerçeğin tadı kaçmış. Tüm arkadan dolaşanların ismi arkadaşmış. En hoş çakal arkadaş-çakalmış…
Bana bir rol verilmiş yaratan tarafından. “Kendi kirliliğin kirlet temiz geçinenlerin kelimelerini. Kirlet ki kendi kirliliklerinin farkına varsınlar. Onlara yazılar yaz. Okumasalar da sen yaz, bir gün elbet okurlar ya da duyarlar başkalarından kelimelerinin kibrini. Sen yeter ki yaz. Aklı olan varsa ki onlar olduğunu sanırlar, işte onlar bu kalemi anlarlar ve ondan korkarlar. Ki korkmalılar da! Benim zihnime batan kelimeler kalemimden çıkıp onların tenine saplanacak ve hak edenler bundan payına düşeni alacak.”
Başta belirtmedim; bu yazı, bir kızgınlık anında peydahlanan kelimeler yumağından çok uzakta. Bu yazı kendini zeki zanneden, seviye düşkünlerine kalemimin selamı…
Unutmadan, unutturmamak isterim:
“ Seviye düşkünü olan güzel insan, sen kendini zeki olarak görüyorsun ya biz seni öyle görmüyoruz. Sen bizi kandırdığını düşünüyorsun ya biz aslında kanmıyoruz. Sadece az saçmala, az konuş ve gözümüze daha az görün diye susuyoruz ve kanmış gibi yapıyoruz. Bir de bizi güldürdüğün için seni seviyoruz. Şaka yaptım lan hemen heyecanlanma biz esprilerine değil sana gülüyoruz…”
Asıl olmayanlara buradan kucak dolusu sevgilerimi iletirken bu yazı onlara karşı olan saygımın bir nişanesidir, gereksizdir. Her ne kadar kelimelerimi ziyan ettiğimi düşünsem de sen hoş-çakal.
Kimse alınmasın ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder