İçinde bulunduğum odadan büyüğüm. Ruhum kabına daha fazla sığamıyor. Tüm sevdiklerim bir bir gidiyor. Kalanlardan ise ben gitmek istiyorum. Dert anlatmak değil benimkisi sadece bir açıklama, bir veda öncesi son konuşma… Belki kısa süreli bir veda olur belki süresiz. O zamana kadar ne yaparım hiç bilmiyorum. Yaptığım; yazmaya ve hoşlandığım her şeye el sallama hareketi, tabi kibarca!
Ben, benden istenilen kişi olamadım, istediğim kişi de olamadım. Sanırım en güzeli kitaplardaki, filmlerdeki başrol oyuncusunun en uzağındaki adam olmak, hani şu başroldekinin kısa süreliğine girdiği barda en köşede alkolik manevralar yapan adam gibi… Sosyal bilgiler kitabını başucu kitabi yapıp ona göre yaşamımı şekillendirmek için tabi bu uyku sorunumu da çözebilir. Ders çalışmak, antidepresanlarla arayı bozmak, alkolü içten içe özlemek.
Ey benim okumayanım, dünyadan çok fazla bir şey eksilmeyecek. Birkaç tane lakırdı zaten hepsi bitecek. Tüm sevdiklerin bir gün seni terk edecek. Zamansız öten horozun başı kesilecek. Hadi,nefretlerini üstüme salgıla şimdi. Sonra üstümü ört ve yerimi unut. Bakarsın bir gün beni bulunca sevinirsin ha! Saçmalama lan! şimdi üstümü güzelce ört.
Herkesten uzakta büyük ihtimalle keyfim yerinde olur ama son arzumu da sorarsan o da votka sek olur. İçine bir dilim limon ve üç parça buz ona yoldaş olur. En sevdiğim, en özlediğim ‘korkarım’ alkol olur. O da el olur. Belki kısa süre sonra elimde olur, bence de olur. Sonrasında yazar kaybolur. Kalanlara uyarısı tek olur:
- Akıllı olan gitsin oğlum!