Hayırlı akşamlar
sayın dinleyenler, size kendinde hapis olmuş bir adamdan sesleniyorum.
Buralarda havalar dengesiz, bir açık bir kapalı çoğu zamansa güneşsiz. Çocukken
yatmaktan keyif aldığım bir odada gayet keyifsiz bir şekilde otururken
farkındayım ki ellerim tuşlara, zihnimdeki gölgelere hasret kalmış. Ahenkli bir
dans başlaması, temennisiyle.
Şehirler neden var
bilemem ama insanlarda bir gurbet izlenimi yaratıyor biliyorum. Hoş gurbet
kanımızda var, bize bahane gerek sadece. Bahane deyince aklıma düşense kahve!
Tek düşen keşke kahve olsa. Yıllar evvel benimsediğim yazar bir cambaz çıktı
isminin hakkını bana fazlasıyla yaşattı; düşeyazar... Bir düşecek zannediyorum
bir koşacak bazen ise uçacak zannediyorum. Aslında ben hep kendimi kandırıyorum,
bir bakıyorum yerimde sayıyorum etrafıma ahenkli kelimeler fışkırtıyorum. Fış
fış...
Lütfen
alıcılarınız ile oynamayın ya da oynayın. Pırıltılı bir şehirde kendini yalnız
hisseden, gittikçe küçülen ve kapına sığan bir adamın hikayesinden size ne. Daha
doğrusu bize ne! Devir, ticaret devri olmuşken, edebiyatın peşinden gidene Alice
demezler de ne derler! Kovaladığı beyaz
tavşanı bir güzel yerler. Bu harikalar
diyarını, bu ışıklı kenti sana yedirmezler.
Fersahlarca yol
aştım belki. Belki de hala yerimde sayıyorumdur; bir iki üç... Bir garip kente
geldim dediğim gibi. İçi dışı çok büyük, kendisi sonsuz bir kutup ve ben
kutuptaki bedevi. Aşkımı yerinde ziyaret etme zamanım geldiği için geldim buralara, bu yaban topraklara. Elimde yolumu
aydınlatacak iki buçuk kitabım var. Ancak yolum öyle karanlıkmış ki olan
kitaplara oldu. Ben gene bitap düştüm aslında düşmedim, düşeyazdım her zaman
olduğu gibi.
Hala merak
etmiyorsun değil mi? Peki anlatayım nasılsa okumuyorsun. Roman yazdıktan sonra
deneme yazıları yazmak ne kadar zorlaştı anlatamam. Belki de seviye düşürmüştük
romanla, belki de ben değiştim. Belki
kelimelerim kaç... hayır kelimeler olamaz onlar zihnimde esir. O zaman ne, ne
oluyor... ne olu... ne o... ne oluyor... Kafam karıştı... karıştı kafam...
kafam girs..n...
Lütfen, lütfen
alıcılarınız ile oynamayın. Merak etmeyin gene benim, zihninizle oynuyorum. Bir
arka bahçem kadar değil ama merak etmeyin idare ediyorum. Şşşt... bırak elleme,
toplama böyle güzel. Lütfen alıcılarınız ile oynamayın, şimdi de geri sayıyorum;
on dokuz sekiz yedi...