30 Nisan 2014 Çarşamba

Densiz Adam

    Merhaba, ben Densiz Adam!
    Acaba siz de daha önce beni terk etmiş olabilir misiniz? Eğer ettiyseniz eminim ki haklısınızdır, zira yüzünüzden akan masumiyet ve erdem kati  suretle yanılmış olamaz. Size, böyle fütursuzca iltifatlar ederken ne kadar da samimiyetsiz göründüğümün farkındayım. Yoksa; niye durduk yerde kendime “ Densiz” ismini alayım?
    Hayatın tüm kaidelerine karşı koymak benim en içten getirdiğim vazifem. Başkasının, bu kişi babam bile olsa, hayatım boyunca beni bağlayacak bir ismi bana vermesine izin veremezdim. Ben de kendime en uygun olan ismi seçtim. Önceden ve kimseden alınmamış bir isim; Densiz.
    İsmimi yaşarım. İsmimin ne kadar ağır olduğu benim için mesele değil, ben onu omzumda taşırım. İsmim Kamil olsa ya da Hülya olsa ne olur ya da Doktor Oktovyan? Alkolü süt şişesinin içinde satsalar ne değişecek? İsmin, etiketin bir önemi yok anlayacağınız. Aslında birçoğunuz anlamayacaksınız, anladığınızı sanıp kendinizi o anlamayanlardan yok sayacaksınız...
    Dediğim gibi, ben; Densiz. Ne önceden ne de kimseden aldım adımı. Bizzat kendim doğurdum kafatasımdan. Aynı anda hem Zeus’um hem Minevra. Dediğim gibi; isim dahil tüm yüklerimiz gereksiz. İp üzerinde kısa süreli bir anısına dalan cambazın ölümünü de gördü bu gözler, köpeklerin çiftleşmesini de.

    Peki, şimdi bu yazı böylesine okunup giderken ben gidersem nedensiz... Merak etmeyin. Sadece söyleyin o bir, Densiz!