30 Ekim 2014 Perşembe

Beklenti





    Bekliyorum.
    Kafam uyuşmuşken, vücudum uyuşmuşken bir anda sonuna kadar kapalı olan perdemin, odamın camının içeri doğru her zamankinden farklı bir şekilde açılmasını bekliyorum. Bir kutuya kısıldım, üstelik kapısı ve penceresi olan bir kutu. Kediden farklıyım anlayamayacağınız.
    Bekliyorum; bir olan camın tuz buz olmasını, bir iken bin olmasını ve daha birçok saçma sapan şeyi...
    Kafamda canlandırıyorum perdeyi, en sert rüzgârların estiği yaz akşamlarından daha fazla havalanıyor. Güzelim, canım perdem, aslında pek de önemi yok da ölürse bade gözlü olur diye söylüyorum, ortasında bir delikle havalanıyor. Ardından en iyi ihtimalle duvarımda bir delik…
    Yeni bir hayatın ya da hayat demek istediğim günlerin başlangıcında oldukça zorlu zamanlarda, zorluklardan zorluk beğenebilecek lükse sahipken yazıyorum bu yazıyı. Aslında yazmadım yalan söylüyorum. O günler geçti ama etkisi bal kaymak!
Yeni bir şehir, yeni bir coğrafya, yeni bir dil ve bir sürü eski yalanla yazıyorum. Damarımda uzun zamandır beklediğim o hoş serinlik varken, kafam iki dünya iken yazıyorum. Her şeye, bana, rağmen yazıyorum. Çok bekledim biliyorum ama merak etmeyin geliyorum.
Pek yakında…

Kendime küçük bir hatırlatma; ben de yazmıyorum zannediyordum meğerse mazotum bitmiş.



Resim alıntıdır.