Göz kapaklarımın
üstünde gereksiz yükler... Şakaklarımdan vuran bir ağrı, gözlerimde kan
çanağı...
Ve ben sustum.
Sadece dinledim.
...
Sadece dinledim.
...
Sahipsiz
diyaloglar kurdum. Oysa ben hep monologa mahkumdum.
Elimde bir şişe
içinde, içinde garip bir bilmece. Şişenin dibinde gezer bir garip Orhan,
gönlünce.
Ve ben sustum.
Sadece dinledim. Karanlığı dinledim.
Şakaklarımdan
bastıran kimliği belirsiz bir ağrı...
Gözlerimde kan çanakları ve kalbimde ölü toprağı...
Ben öylece durup
bekledim. Kulağımda peyda olacak o sesin sahibesini bekledim. Gül yazım, son
baharım oldu sonra da kara kışım.
Üzerimden
mevsimler geçerken elimde Orhan ve akvaryumu ile ben; durdum ve sadece
bekledim.
Bekledim ses
gelmiyorken, karanlık büyürken ben sustum. Sadece dinledim. Sessizliği bile
sevdim. Çünkü kaynağına özeldi.
Sonra...
Durdum.
Bekledim.
Dinledim.