Ölü bebek
küvezleri, kırık hatıralar bahçesinde özenle dizili...
Üzerlerinde bir
örtü, düşten hafif zamandan ağır. Yeryüzünde sadece iki kişi tarafından
kaldırılabilinir. Biri ölümüne uyuyor; diğeri bahçenin adını bile bilmiyor ki
derman olduğunu bilsin.
Örtü sanki
dünyanın en marifetli örümceği tarafından yapılmış. Gecenin ışığını su gibi
üzerinde taşıyor. Altındaki ölü huzur içinde yatıyor, kim bilir kaçıncı
rüyasını görüyor! Yekten bir ses peyda oluyor:
Korkma!
Ölü tabi ki sesi
duymuyor, ölümüne uyuyor. Başucunda bir kağıt, üzerinde son isteği yazıyor;
“ Çok yorgunum. Gölgeni ihsan etmedin bari manzarandan eksik
etme.”
Yokluk rüzgarları
her zamankinden daha sert esmeye başlıyor.ölünün örtüsü sakin bir deniz gibi dalgalanıyor.
Kırık hatıralar bahçesinde tek bir mevsim var.
Unutulmaksa... bu
işin raconunda var.